KÜL TİGİN YAZITI
Bu metin
alıntıdır. Kaynaklar, yazı sonunda verilmiştir. İyi okumalar.
GÜNEY YÜZÜ
[1.] Tanrı
gibi gökte olmuş (yaratılmış) Türk Bilge Kağan, bu zamanda oturdum (tahta çıktım).
Sözlerimi tamamıyla işit. Ve erkek kardeşim, oğullarım, birleşik boyum (soyum-sopum),
halkım güneyde Şadapıt beyler, kuzeyde Tarkanlar, kumandan beyler, Otuz (Tatar
…)
[2.] Dokuz
Oğuz beyleri ve halkı, bu sözlerimi iyice işit (ve) sağlamca dinle. Doğuda (ileride)
güneşin doğacağı yere, güneyde gündüz ortasına, batıda güneşin battığı yere,
kuzeyde gece ortasına kadar orada (bu sınırlar) içindeki halk hep bana tâbidir.
[3.] Onca
halkı hep düzene soktum. O şimdi kötü (durumda) değil. Türk Kağanı Ötüken yaylasında
oturursa ülkede sıkıntı olmaz. Doğuda Şantun ovasına kadar asker sevk ettim,
denize pek az kala durdum. Güney yönünde Dokuz Ersin’e kadar asker sevk ettim,
Tibet’e ulaşmama az kaldı. Batıda İnci (Sır Derya) ırmağını
[4.] geçerek
Demir Kapı’ya kadar asker sevk ettim. Kuzeyde Yir Bayırku yerine (ülkesine)
kadar asker sevk ettim. Bunca yere kadar sefer ettim (ordu yürüttüm), Ötüken
yaylasından daha iyisi hiç yok imiş. Memleket edinilecek yer Ötüken yaylası
imiş. Bu yerde oturup Çin halkı ile
[5.] barış
yaptım (ilişkileri düzelttim). Altın, gümüş, ipekli kumaşı sıkıntısız öylece verir.
Çin halkının sözü tatlı, ipekli kumaşları yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak
ipekli kumaşla aldatıp uzak(ta bulunan) halkı öylece yaklaştırır imiş. Yaklaşıp
yerleştikten sonra kötülüğü o zaman düşünürmüş.
[6.] İyi
bilge insanı, iyi yigit insanı yürütmez (ilerletmez) imiş. Bir kişi
yanıldığında soyu-sopu halkının beşikteki çocuğuna kadar acımazmış. Tatlı
sözüne yumuşak ipekli kumaşına aldanıp çok sayıda Türk halkı öldün, Türk halkı
öleceksin. Güneyde Çugay yaylası, Tögültün
[7.] Ovasına
konayım der isen Türk halkı öleceksin. Orada kötü kişi öylece öğretirmiş.
“(Çinliler, bir halk) uzak ise kötü armağan verir, yakın ise iyi armağan verir”
diyerek öylece akıl verirmiş. Cahil (bilgi bilmeyen) kişi o sözü alıp yakınlarına
gidip, çok insan öldün.
[8.] O yere
doğru gidersen, Türk milleti öleceksin. Ötüken yaylasında oturup kervan kafile
gönderirsen asla sıkıntın olmaz. Ötüken yaylasında oturursan ebedî ülke tutarak
oturacaksın. Türk milleti tok (ve) aksisin, acıkacağını doyacağını düşünmezsin.
Bir defa doyarsan acıkacağını düşünmezsin Öyle olduğun
[9.] için
(seni) beslemiş kağanının sözünü almadan (dinlemeden) her yere gittin, hep
oralarda tükendin, zayıfladın. Orada (sağ) kalmış olanları(nız) her yönde hep mahvolarak
ölerek yürür idin(niz). Tanrı buyurduğu için kendim bahtım olduğu için kağan
(olarak tahta) oturdum. Kağan (olarak tahta) oturup
[10.] yoksul
fakir halkı hep derleyip topladım. Yoksul halkı zengin yaptım, az halkı çoğalttım.
Acaba bu sözümde yalan var mı? Türk beyleri, Türk ulusu bunu işitin! Türk halkı
(senin) yaşayıp vatan tutacağını buraya kazıdım, yanılıp öleceğini de
[11] burda
vurdum. Her ne sözüm varsa ebedî taşa vurdum. Ona bakarak bilin. Şimdiki Türk
milleti, beyleri, bu zamanda itaat eden beyler olarak mı yanılacaksınız? Ben
ebedî taş yontturdum .... Çin kağanından resimci getirdim, resimlettim. Benim sözümü
kırmadı.
[12] Çin
kağanının maiyetindeki resimciyi gönderdi. Ona bambaşka türbe yaptırdım. İçine
dışına bambaşka resim vurdurdum. Taş yontturdum. Gönüldeki sözümü vurdurdum ...
On Ok oğluna, yabancına kadar bunu görüp bilin. Ebedî taş
[13]
yontturdum ... İl ise, şöyle daha erişilir yerde ise, işte öyle erişilir yerde
ebedî taş yontturdum, yazdırdım. Onu görüp öyle bilin. Şu taş .... dım. Bu yazıyı
yazan yeğeni Yollug Tigin.
DOĞU YÜZÜ
[1] Üstte
mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insan oğlu kılınmış. İnsan
oğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk
milletinin ilini töresini tutu vermiş, düzenleyivermiş.
[2] Dört
taraf hep düşman imiş. Ordu sevk ederek dört taraftaki milleti hep almış, hep
tâbi kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş. Doğuda Kadırkan
ormanına kadar, batıda Demir Kapıya kadar kondurmuş. İkisi arasında
[3] pek
teşkilâtsız Gök Türk öylece oturuyormuş. Bilgili kağan imiş, cesur kağan imiş.
Buyruku yine bilgili imiş tabiî, cesur imiş tabiî. Beyleri de milleti de doğru
imiş. Onun için ili öylece tutmuş tabiî. İli tutup töreyi düzenlemiş. Kendisi
öylece
[4] vefat
etmiş. Yasçı, ağlayıcı, doğuda gün doğusundan Bökli Çöllü halk, Çin, Tibet,
Avar, Bizans, Kırgız, Üç Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı, bunca millet gelip
ağlamış, yas tutmuş. Öyle ünlü kağan imiş. Ondan sonra küçük kardeşi kağan
[5] olmuş
tabiî, oğulları kağan olmuş tabiî. Ondan sonra küçük kardeşi büyük kardeşi gibi
kılınmamış olacak, oğlu babası gibi kılınmamış olacak. Bilgisiz kağan
oturmuştur, kötü kağan oturmuştur. Buyruku da bilgisizmiş tabiî, kötü imiş
tabiî.
[6] Beyleri,
milleti ahenksiz olduğu için, Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için,
aldatıcı olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için,
bey ve milleti karşılıklı çekiştirdiği için, Türk milleti il yaptığı ilini
elden çıkarmış,
[7] kağan
yaptığı kağanını kaybedivermiş. Çin milletine beylik erkek evladı kul oldu,
hanımlık kız evlâdı cariye oldu. Türk beyler Türk adını bıraktı. Çinli beyler
Çin adını tutup, Çin kağanına
[8] itaat
etmiş. Elli yıl işi gücü vermiş. Doğuda gün doğusunda Bökli kağana kadar ordu
sevk edivermiş. Batıda Demir Kapıya kadar ordu sevk edivermiş. Çin kağanına
ilini, töresini alı vermiş. Türk halk
[9] kitlesi
şöyle demiş: İlli millet idim, ilim şimdi hani, kime ili kazanıyorum der imiş.
Kağanlı millet idim, kağanım hani, ne kağana işi gücü veriyorum der imiş. Öyle diyip
Çin kağanına düşman olmuş.
[10.] Düşman
olmuş (ama) kendini düzene sokup örgütlenememiş, yine (Çinlilere) bağımlı ol
muş.(Çin halkı) bunca işi gücü vermesini (hizmetini) düşün meden “Türk halkını
öldüreyim, neslini yok edeyim” dermiş. (Türk halkı) yok olmak üzere imiş.
Yukarıda Türk Tanrısı, Türk kutsal yeri
[11.] suyu
(ruhları) şöyle yapmış: Türk milleti yok olmasın diye millet olsun diye babam İlteriş
Kağanı annem İlbilge Hatunu göğün tepesinden tutup (daha) yükseğe kaldırmış
muhakkak ki. Babam Kağan on yedi adamla dışarı çıkmış (baş kaldırmış), (İlteriş)
dışarı
[12.] yürüyor
(baş kaldırıyor) diye ses (haber) işitip şehirdeki dağa çıkmış, dağdaki inmiş, toplanıp
yetmiş kişi olmuşlar. Tanrı güç verdiği için babam kağanın askeri kurt gibi imiş,
düşmanı koyun gibi imiş. Doğuya ve batıya asker gönderip (adam) toplamış, bir araya
getirmiş, hepsi…
[11] Yukarıda
Türk tanrısı, Tük mukaddes yeri, suyu öyle tanzim etmiş. Türk milleti yok
olmasın diye, millet olsun diye babam İltiriş Kağanı, annem İlbilge Hatunu
göğün tepesinde tutup yukarı kaldırmış olacak. Babam kağan on yedi erle dışarı çıkmış.
Dışarı
[12] yürüyor
diye ses işitip şehirdeki dağa çıkmış, dağdaki inmiş, toplanıp yetmiş er olmuş.
Tanrı kuvvet verdiği için babam kağanın askeri kurt gibi imiş, düşmanı koyun
gibi imiş. Doğuya, batıya asker sevk edip toplamış, yığmış. Hepsi
[13] yedi yüz
er olmuş. Yedi yüz er olup ilsizleşmiş, kağansızlaşmış milleti, cariye olmuş,
kul olmuş milleti, Türk töresini bırakmış milleti, ecdadımın töresince
yaratmış, yetiştirmiş. Tölis, Tarduş milletini orda tanzim etmiş.
[14] Yabguyu,
şadı orda vermiş. Güneyde Çin milleti düşman imiş. Kuzeyde Baz Kağan, Dokuz Oğuz
kavmi düşman imiş. Kırgız, Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı hep düşman imiş.
Babam kağan bunca ...
[15] Kırk
yedi defa ordu sevk etmiş, yirmi savaş yapmış. Tanrı lütfettiği için illiyi
ilsizletmiş, kağanlıyı kağansızlatmış, düşmanı tâbi kılmış, dizliye diz
çöktürmüş, başlıya baş eğdirmiş. Babam kağan öylece ili,
[16] töreyi
kazanıp, uçup gitmiş. Babam kağan için ilkin Baz Kağanı balbal olarak dikmiş. O
töre üzerine kağan oturdu. Amcam kağan oturarak Türk milletini tekrar tanzim
etti, besledi. Fakiri zengin kıldı, azı çok kıldı.
[17] Amcam
kağan oturduğunda kendim Tarduş milleti üzerinde şad idim. Amcam kağan ile
doğuda Yeşil Nehir, Şantung ovasına kadar ordu sevk ettik. Batıda Demir Kapıya
kadar ordu sevk ettik. Kögmeni aşarak Kırgız ülkesine kadar ordu sevk ettik.
[18] Yekûn
olarak yirmi beş defa ordu sevk ettik, on üç defa savaştık. İlliyi
ilsizleştirdik, kağanlıyı kağansızlaştırdık. Dizliye diz çöktürdük, başlıya baş
eğdirdik. Türgiş Kağanı Türkümüz, milletimiz idi. Bilmediği
[19] için,
bize karşı yanlış hareket ettiği için kağanı öldü. Buyruku, beyleri de öldü. On
Ok kavmi eziyet gördü. Ecdadımızın tutmuş olduğu yer, su sahipsiz olmasın diye
Az milletini tanzim ve tertip edip ...
[20] Bars Bey
idi. Kağan adını burda biz verdik. Küçük kız kardeşim prensesi verdik. Kendisi yanıldı,
kağanı öldü, milleti cariye, kul oldu. Kögmenin yeri, suyu sahipsiz kalmasın
diye Az, Kırgız kavmini düzene sokup geldik. Savaştık ... ilini
[21] geri
verdik. Doğuda Kadırkan ormanını aşarak milleti öyle kondurduk, öyle düzene
soktuk. Batıda Kengü Tarmana kadar Türk milletini öyle kondurduk, öyle düzene
soktuk. O zamanda kul kullu olmuştu. Cariye cariyeli olmuştu. Küçük kardeş büyük
kardeşini bilmezdi, oğlu babasını bilmezdi.
[22] Öyle
kazanılmış, düzene sokulmuş ilimiz, töremiz vardı. Türk, Oğuz beyleri, milleti,
işitin: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini töreni kim
boza bilecekti? Türk milleti, vaz geç,
[23] pişman
ol! Disiplinsizliğinden dolayı, beslemiş olan bilgili kağanınla, hür ve
müstakil iyi iline karşı kendin hata ettin, kötü hâle soktun. Silâhlı nereden gelip
dağıtarak gönderdi? Mızraklı nereden gelerek sürüp gönderdi. Mukaddes Ötüken
ormanının milleti, gittin. Doğuya giden,
[24] gittin.
Batıya giden, gittin. Gittiğin yerde hayrın şu olmalı: Kanın su gibi koştu,
kemiğin dağ gibi yattı. Beylik erkek evlâdın kul oldu, hanımlık kız evlâdın
cariye oldu. Bilmediğin için, kötülüğün yüzünden amcam, kağan uçup gitti.
[25] Önce
Kırgız kağanını balbal olarak diktim. Türk milletinin adı sanı yok olmasın
diye, babam kağan, annem hatunu yükseltmiş olan Tanrı, il veren Tanrı, Türk
milletinin adı sanı yok olmasın diye,
[26] kendimi
o Tanrı kağan oturttu tabiî. Varlıklı, zengin millet üzerine oturmadım. İşte
aşsız, dışta elbisesiz; düşkün, perişan milletin üzerine oturdum. Küçük
kardeşim Kül Tigin ile konuştuk. Babamızın, amcamızın kazanmış olduğu milletin
adı sanı yok olmasın.
[27] diye,
Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Küçük kardeşim Kül Tigin
ile, iki şad ile öle yite kazandım. Öyle kazanıp bütün milleti ateş, su kılmadım.
Ben kendim kağan oturduğumda, her yere
[28] gitmiş
olan millet öle yite, yaya olarak çıplak olarak dönüp geldi. Milleti besleyeyim
diye, kuzeyde Oğuz kavmine doğru, doğuda Kıtay, Tatabı kavmine doğru, güneyde
Çine doğru on iki defa büyük ordu sevk ettim, ... savaştım. Ondan
[29] sonra,
Tanrı bağışlasın, devletim var olduğu için, kısmetim var olduğu için, ölecek
milleti diriltip besledim. Çıplak milleti elbiseli, fakir milleti zengin kıldım.
Az milleti çok kıldım. Değerli illiden, değerli kağanlıdan daha iyi kıldım.
Dört taraftaki
[30] milleti
hep tâbî kıldım, düşmansız kıldım. Hep bana itaat etti. İşi gücü veriyor. Bunca
töreyi kazanıp küçük kardeşim Kül Tigin kendisi öylece vefat etti. Babam kağan
uçtuğunda küçük kardeşim Kül Tigin yedi yaşında kaldı ...
[31] Umay
gibi annem hatunun devletine küçük kardeşim Kül Tigin er adını aldı. On altı
yaşında, amcam kağanın ilini, töresini şöyle kazandı: Altı Çub Soğdaka doğru
ordu sevk ettik, bozduk. Çinli Ong vali, elli bin asker geldi, savaştık.
[32] Kül
Tigin yaya olarak atılıp hücum etti. Ong valinin kayın biraderini, silâhlı,
elle tuttu, silâhlı olarak kağana takdim etti. O orduyu orda yok ettik. Yirmi
bir yaşında iken, Çaça generale karşı savaştık. En önce Tadıgm, Çorun boz atma
binip hücum etti. O at orda
[33] öldü.
İkinci olarak Işbara Yamtarm boz atma binip hücum etti. O at orda öldü. Üçüncü
olarak Yigen Silig beyin giyimli doru atına binip hücum etti. O at orda öldü.
Zırhından kaftanından yüzden fazla ok ile vurdular, yüzüne başına bir tane
değdirmedi.
[34] Hücum
ettiğini, Türk beyleri, hep bilirsiniz. O orduyu orda yok ettik. Ondan sonra
Yir Bayırkunun Uluğ Irkini düşman oldu. Onu dağıtıp Türgi Yargun Gölünde
bozduk. Uluğ İrkin azıcık erle kaçıp gitti. Kül Tigin yirmi altı
[35] yaşında
iken Kırgıza doğru ordu sevk ettik. Mızrak batımı karı söküp, Kögmen ormanını
aşarak yürüyüp Kırgız kavmini uykuda bastık. Kağanı ile Songa ormanında
savaştık. Kül Tigin, Bayırkunun ak aygırına
[36] binip
atılarak hücum etti. Bir eri ok ile vurdu, iki eri kovalayıp takip ederek
mızrakladı. O hücum ettiğinde, Bayırkunun ak aygırını, uyluğunu kırarak, vurdular.
Kırgız kağanını öldürdük, ilini aldık. O yılda Türgişe doğru Altın ormanını
[37] aşarak,
İrtiş nehrini geçerek yürüdük. Türgiş kavmini uykuda bastık. Türgiş kağanının
ordusu Bolçuda ateş gibi, fırtına gibi geldi. Savaştık. Kül Tigin alın beyaz
boz ata binip hücum etti. Alın beyaz boz ...
[38] ...
tutturdu. İkisini kendisi yakalattı. Ondan sonra tekrar girip Türgiş kağanının
buyruku Az valisini elle tuttu. Kağanını orda öldürdük, ilini aldık. Türgiş
avam halkı hep tâbi oldu. O kavmi Tabarda kondurduk ...
[39] Soğd
milletini düzene sokayım diye İnci nehrini geçerek Demir Kapıya kadar ordu sevk
ettik. Ondan sonra Türgiş avam halkı düşman olmuş. Kengerise doğru gitti. Bizim
askerin atı zayıf, azığı yok idi. Kötü kimse er ...
[40] kahraman
er bize hücum etmişti. Öyle bir zamanda pişman olup Kül Tigini az erle
eriştirip gönderdik. Büyük savaş savaşmış. Türgiş avam halkını orda öldürmüş, yenmiş.
Tekrar yürüyüp..........
KUZEY YÜZÜ
[1] [...]
ile, Koşu vali ile savaşmış. Askerini hep öldürmüş. Evini, malını eksiksiz hep
getirdi. Kül Tigin yirmi yedi yaşına gelince Karluk kavmi hür ve müstakil iken
düşman oldu. Tamag Iduk Başta savaştık.
[2] Kül
Tigin o savaşta otuz yaşında idi. Alp Şalçı ata binip atılarak hücum etti. îki
eri takip edip kovalayarak mızrakladı. Karluku öldürdük, yendik. Az milleti
düşman oldu. Kara Gölde savaştık. Kül Tigin otuz bir yaşında idi. Alp Şalçı
akına
[3 ] binip
atılarak hücum etti. Az ilteberini tuttu. Az milleti orda yok oldu. Amcam
kağanın ili sarsdığmda; millet, hükümdar ikiye ayrıldığında; îzgil milleti ile
savaştık. Kül Tigin Alp Şalçı akına binip
[4] atılarak
hücum etti. O at orda düştü. İzgil milleti öldü. Dokuz .Oğuz milleti kendi
milletim idi. Gök, yer bulandığı için düşman oldu. Bir yılda beş defa savaştık.
En önce Togu Balıkta savaştık.
[5] Kül
Tigin Azman akma binip atılarak hücum etti. Altı eri mızrakladı. Askerin
hücumunda yedinci eri kılıçladı. İkinci olarak Kuşalgukta Ediz ile savaştık.
Kül Tigin Az yağızına binip, atılarak hücum edip bir eri mızrakladı.
[6] Dokuz
eri çevirerek vurdu. Ediz kavmi orda öldü. Üçüncü olarak Bolçuda Oğuz ile
savaştık. Kül Tigin Azman akma binip hücum etti, mızrakladı. Askerini
mızrakladık, ilini aldık. Dördüncü olarak Çuş başında savaştık. Türk
[7] milleti
ayak titretti. Perişan olacaktı. İlerleyip gelmiş ordusunu Kül Tigin püskürtüp,
Tongradan bir boyu, yiğit on eri Tonga Tigin mateminde çevirip öldürdük.
Beşinci olarak Ezginti Kadızda Oğuz ile savaştık. Kül Tigin
[8] Az
yağızına binip hücum etti. İki eri mızrakladı, çamura soktu. O ordu orda öldü.
Amga kalesinde kışlayıp ilk baharında Oğuza doğru ordu çıkardık. Kül Tigini
evin başında bırakarak, müdafaa tedbiri aldık. Oğuz düşman, merkezi bastı. Kül
Tigin
[9] öksüz
akına binip dokuz eri mızrakladı, merkezi vermedi. Annem hatun ve analarım, ablalarım,
gelinlerim, prenseslerim, bunca yaşayanlar cariye olacaktı, ölenler yurtta
yolda yatıp kalacaktınız.
[10] Kül
Tigin olmasa hep ölecektiniz. Küçük kardeşim Kül Tigin vefat etti. Kendim
düşünceye daldım. Görür gözüm görmez gibi, bilir aklım bilmez gibi oldu. Kendim
düşünceye daldım. Zamanı Tanrı yaşar. İnsan oğlu hep ölmek için türemiş.
[11] Öyle
düşünceye daldım. Gözden yaş gelse mâni olarak, gönülden ağlamak gelse geri
çevirerek düşünceye daldım. Müthiş düşünceye daldım. İki şadın ve küçük kardeş
yeğenimin, oğlumun, beylerimin, milletimin gözü kaşı kötü olacak diyip düşünceye
daldım. Yasçı, ağlayıcı olarak Kıtay, Tatabı milletinden başta
[12] Udar
general geldi. Çin kağanından İsiyi Likeng geldi. On binlik hazine, altın,
gümüş fazla fazla getirdi. Tibet kağanından vezir geldi. Batıda gün batısındaki
Soğd, İranlı, Buhara ülkesi halkından Enik general, Oğul Tarkan geldi.
[13] On Ok
oğlum Türgiş kağanından Makaraç mühürdar, Oğuz Bilge mühürdar geldi. Kırgız kağanından
Tarduş İnançu Çor geldi. Türbe yapıcı, resim yapan, kitâbe taşı yapıcısı olarak
Çin kağanının yeğeni Çang general geldi.
KUZEY – DOĞU YÜZÜ
[1] Kül
Tigin koyun yılında on yedinci günde uçtu. Dokuzuncu ay, yirmi yedinci günde
yas töreni tertip ettik. Türbesini, resimini,1 kitâbe taşını maymun yılında
yedinci ay, yirmi yedinci günde hep bitirdik. Kül Tigin kendisi kırk yedi
yaşında bulut çöktürdü ... Bunca resimciyi Tuygut vali getirdi.
GÜNEY - DOĞU YÜZÜ
[1] Bunca
yazıyı yazan Kül Tiginin yeğeni Yollug Tigin, yazdım. Yirmi gün oturup bu taşa,
bu duvara hep Yollug Tigin, yazdım. Değerli oğlunuzdan, evlâdınızdan çok daha
iyi beslerdiniz. Uçup gittiniz. Gökte hayattaki gibi...
GÜNEY - BATI YÜZÜ
[1] Kül
Tiginin altınını, gümüşünü, hâzinesini, servetini, dört binlik at sürüsünü
idare eden Tuygut bu ... Beyim prens yukarı gök ... taş yazdım. Yollug Tigin.
BATI YÜZÜ
[1] Batıdan
Soğd baş kaldırdı. Küçük kardeşim Kül Tigin ... için, öle yite işi gücü verdiği
için, Türk Bilge Kağanı, nezaret etmek üzere, küçük kardeşim Kül Tigini
gözeterek oturdum. İnançu Apa Yargan Tarkan adını verdim. Onu övdürdüm.
KAYNAKLAR
[1.] Prof.
Dr. Muharrem Ergin; Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları, 42. Baskı, İstanbul: 2009.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder